Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Şiirin Hikayesi
Kıbrıs-Girnede görevli olduğum zaman 27.07.1999 akşamı saat 02.00 sularında gördüğüm bir rüyada birileri yalvarmaklı ve telaşlı bir şekilde "Çalabım, çalabım" diyordu. Uyandım. Kelimeyi bir yerden hatırlıyordum ama ne anlama geldiğini çıkaramadım. O saatte hayli eski sözlüğümü aradım. Baktığımda Tanrı, Allah anlamını taşıdığını öğrendim. Rüyamın ve rüyamda duyduğum bu kelimenin tesiri altında saat 02.30- 03.30 arasında Çalabım şiiri sanki döküldü, yazmaya yetştiremez bir hızda 03.30 civarında bitti. En kısa sürede yazdığım en uzun şiirim olması benim için özellik taşıyor. Paylaşmak istedim.
Gündüzlere güneşini,
Gecelere bir eşini,
Çocuklara kardeşini,
Veren Çalap değil misin?
Duruyor ay gökte sini,
Yıldızların dizisini,
Şu alemin hepisini,
Kuran Çalap değil misin?
Gökyüzünü yıldızlatan,
Böceğini hep vızlatan,
Gönül sazımı sızlatan,
Yüce Çalap değil misin?
Yeryüzüne şu dağları,
Gönüllere sevdaları,
Deryalara dalgaları,
Veren Çalap değil misin?
Su kıyısında sazları,
Kazanda pişmez gazları,
Kış ortasında buzları,
Veren Çalap değil misin?
Yağmur yağdırır aşağı.
Münkirini başaşağı,
Hak dostunu hak aşığı
Kılan Çalap değil misin?
Suyun taştan akışını,
Göğün yüzük takışını,
Yeryüzünün nakışını,
Yapan Çalap değil misin?
Çölün ortasına kuyu,
Çiçeğine her kokuyu,
Arıya çalışkan huyu,
Veren Çalap değil misin?
Terazilerime dengi,
Çiçeğine binbir rengi,
Alemine şu ahengi,
Veren Çalap değil misin?
Tohumuna yeşil özü,
Alevine kızıl közü,
Sevgiliye şu ay yüzü,
Veren Çalap değil misin?
Bülbülleri ötüştüren,
Gonca gülü yetiştiren,
Fırtınayı yatıştıran,
Yüce Çalap değil misin?
Kimisini kırk ayaklı,
Kimisini tek bacaklı,
Ağaç kökünü saçaklı,
Kılan Çalap değil misin?
Leyleklerin gökte uçar.
Tavşanların yerde kaçar.
Kimin tehlikede naçar,
Kılan Çalap değil misin?
Hakkın emri değil yalan.
Yerde sürünüyor yılan.
Şu dünyayı fani kılan,
Baki Çalap değil misin?
Yollardaki her hancıyı,
Kaderimdeki sancıyı,
Karanlıkta karıncayı,
Gören Çalap değil misin?
Hak derdine erenlerin
Canı sana verenlerin,
Cennetine girenlerin,
Dostu Çalap değil misin?
Aşk ateşinin közüne,
Hak dostlarının sözüne
Sevdalıların özüne
Giren Çalap değil misin?
Sana çevirdim yüzümü,
Açtırdın gönül gözümü,
Oda çevirdin özümü,
Yakan çalap değil misin?
Yola gidende önümde,
Hakkı söyleyen dilimde,
Her anımda her yanımda
Duran Çalap değil misin?
Benim derdim senin ile,
Ağlayanlar senle güle,
Izdırabı şu bülbüle ,
Veren Çalap değil misin?
Ateşine dumanını,
Mü''minine imanını,
Muhammed''e Kur''anını,
Veren Çalap değil misin?
Gezdim gördüm yad elleri,
Mecnun gönül pak dilleri.
Sana uzanan elleri,
Tutan Çalap değil misin?
Sevdanın ateşi sönmez,
Aşk yoluna çıkan dönmez.
Izdırabım asla dinmez,
Hekim Çalap değil misin?
Sarhoş oldum aşkın ile.
Düşüyorum dilden dile.
Mahkum oldum bile bile,
Hakim Çalap değil misin?
Dervişler seni çağırır,
Haddin bilse yola varır.
Kulun hak kapısın vurur,
Issım Çalap değil misin?
Sevdalardaki azabı,
Kıyametine gazabı,
Çalanlara yüce bab''ı
Açan Çalap değil misin?
Muhammed''in böldü ayı,
Kitabında meçhul sayı,
Ebedinde şu dünyayı,
Bilen Çalap değil misin?
İsrafil''e vermişsin sur.
Cebrail''le indirdin nur.
Azrail''e hayat durdur.
Diyen Çalap değil misin?
Verdin beşere mahşeri,
Hemi hayrı, hemi şerri,
Kırk verende anca biri,
Alan Çalap değil misin.
Her derdin dermanı sende,
Ferah sende azap sende,
Bin aleme gün versen de,
Alan çalap değil misin
Anlayana işte tanı,
Örnek dolu herbir yanı,
İnkar edene de canı,
Veren Çalap değil misin?
Çok söz aşık usandırır.
Sanki merkebi andırır.
Uyursam kim uyandırır,
Bekçim Çalap değil misin?
İlhan garip, yok kaşığı.
Sevdasına bin ışığı,
Dünyasına son eşiği,
Koyan Çalap değil misin?
İlhan BÜYÜKYÖRÜK
27/07/1999-Girne
NOT:
Çalap : Tanrı Allah.
Is : Sahip
Bab : Kapı
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 93 ziyaretçi (107 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|