Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Güneşin guruba girdiği anda,
Yol alır yüklenmiş duygu kervanı.
Göz kırpar yıldızlar, mehtap tavanda,
Seslenir martılar, sevda zamanı.
Yürümez bedenim, tutuk her yanım.
Kesilse damarım damlamaz kanım.
Öyle bir hülya ki; bulunmaz tanım.
Bir duygu selidir, sevda zamanı.
Sevdanın hasreti kırmızı gülde,
Gönlümün feryadı naçar bülbülde.
Hazanı terkedip bir kere gül de,
Açılsın çiçekler, sevda zamanı.
Bakarken gecenin karanlığına,
Göremem düşeni kader ağına.
Çiçekler dermeye İrem Bağı''na,
İzinsiz girerim, sevda zamanı.
Denizden eserken bir hicran yeli,
Sızlatır gönlümde en ince teli,
Uzansa elime yarimin eli,
Köpürür dalgalar, sevda zamanı.
Ay batar, gün ışır, sökerken şafak,
İsteksiz küllenir gönülde firak.
Desem de "gitme, gel, inadı bırak,"
Geçiyor şimdi bak, sevda zamanı.
Ben duygu selinde beni ararım.
İstemem kimseye olsun zararım.
Sevdalar durulmaz, yoktur kararım,
Ömrümü bürüsün, sevda zamanı
İlhan BÜYÜKYÖRÜK
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 102 ziyaretçi (117 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|