Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
KIR HANDAN
Şu kenar mahallede birgün sabaha karşı,
Çıktım yola evimden istikametim çarşı.
Karanlıklar önümde yürümeme manidar,
Sabah namazına da yetişmeye zaman var.
Ağır ağır geçerken sonunu çıkmaz yolun,
Dar sokağın lambası, ışığı fersiz, solgun.
Gecenin ayazında "hohlar" iken elimi,
Bir el tuttu kolumu, ürktüm, baktım deli mi?
Deliler ne gezer ki bu saatte sokakta?
Dedim "Kimsin bakayım, şu kolumu bırak ta!"
Yolun loş ışığında yüzünü zar zor seçtim,
Tanıdım bu simayı, biraderim Hayrettin.
"Ne var!" diye sormadan başladı konuşmaya,
"Annem ağır" deyince başladık koşuşmaya.
Bir yandan anlatıyor, koşuyoruz bir yandan,
Annem fenalaşınca haber salmış Kır Handan.
Önceleri bilmemiş, yaşlı, uyuklar sanmış,
Baygınlık geldiğini hemen sonra anlamış.
Durum ciddi olunca, çocuğunu koşturmuş,
Hayrettin''in evine, kendi başında durmuş.
Hayrettin telaş ile bizim eve gelirken,
Hanımına demiş "git, hasta yanına erken."
Birden içim cız etti, babamı hatırladım,
Hasta yatağındayken, ben karımı yolladım.
Arkasından "işim var" diye ettim bahane,
Ben gelince yastaydı, tüm komşular ve hane.
Son nefeste yanında olmayı çok isterdim.
Kor düştü vicdanıma, depreşti eski derdim.
Kaldık nefes nefese, kardeşimle beraber.
Çıktı yolda karşıma mahalledeki berber.
Dedi "Hayrola ne var!? Böyle aceleniz ne?"
Kısa kestirdim lafı, ihtiyacım yok izne.
Düşe kalka koşarken, o da düştü peşime
Bir an aklıma geldi, haber versem eşime?!....
Sonra vazgeçtim yine, uzaklaşmıştık evden.
Çıkar mı bu vakitte, kocasız kadın evden?!...
Yollar bitti telaşla, şimdi geldik kapıya,
Girip çıkan komşular dedi "Nerde kaldın ya!...
Birden çöktü içime karanlığın kabusu,
Boğazlarım kurudu, aradım içmeye su.
İçeri girdiğimde, Kır Handan örtüverdi,
O nur yüzü örtüyle, dedi "Şimdi can verdi."
Başında okuyorken başka komşu Kur''an''ı,
Bense daha önce de yaşamıştım bu anı.
Gırtlağım düğümlendi, hıçkırığı zor tuttum.
Dünya çöktü başıma, her şeyimi unuttum.
Annem beddua etmez. Bana birşey mi oldu?
Vicdanımın isyanı, artık son haddi buldu.
Ağır ağır okurken bir müezzin ezanı,
Sanki diyor yerinden "Oğul çek sen cezanı."
Üç çocuk yetiştirmiş anamın başına taç.
Son nefesinde kalmış, işte komşuya muhtaç.
Bu kıssadan hisseyle sen de al şu dersini,
Evladın iyisinden, seç komşun iyisini.
İlhan BÜYÜKYÖRÜK / 08.08.1999 / Girne
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 48 ziyaretçi (55 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|